Serhend

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin (kuddise sirruhû) hayatı, kıymetli nesli, mücadelesi ve tecdidi Serhend şehri üzerinden anlatılabilir. Çünkü Serhend’in İslâm âleminde tanınmasına ve mimarî kimliğini kazanmasına Ahmed-i Fârûkî Serhendî (kuddise sirruhû) vesile olmuştur. Bugün bile Serhend denildiğinde akla hemen ikinci bin yılın müceddidi gelir. Serhend’e ziyarete gidenler de bu mübarek beldedeki İslâm mirasının büyük ölçüde Fârûkî ailesinin hatırasından oluştuğunu müşahede ederler.

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin mücadelesi ve tecdidi; Kur’ân-ı Kerîm’e, sünnet-i seniyyeye, âdâb-ı Nakşibendiyyeye bağlılık üzerine kuruludur. Bu üç esasa riayet etmeyi şiar edinen herkesin gönlünde “Serhend” isminin apayrı bir yeri vardır. Bu anlamda “Serhend” sadece tarihî bir şehrimizin ismi olmadığı gibi “Serhend” kitabı da yalnızca bir şehir tanıtım kitabı değildir. Elbette bu eserde Serhend’in tarihîyle ve günümüzdeki hâliyle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Ancak bu bilgiler sınırlı kalınmamıştır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ve pâk neslinin (kaddesallahu esrârahum) Serhend’deki hayatları, hatıraları; Serhend şehrinin bir irşad beldesi olma hüviyeti, Serhend isminin temsil ettiği değerler genişçe açıklanmıştır.

Bu eser Serhend’in İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin doğumundan önceki tarihçesiyle başlıyor. Ahmed-i Fârûkî’nin (kuddise sirruhû) saadetli ailesiyle, dünyayı teşrifiyle, ilim tahsiliyle ve seyrüsülûkuyla devam ediyor. Akabinde sırasıyla İmâm-ı Rabbânî hazretleri döneminde Serhend, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğlu Muhammed Masum Fârûkî hazretleri döneminde Serhend, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu Muhammed Seyfeddin Fârûkî hazretleri (kaddesallahu esrârahum) döneminde Serhend konuları işleniyor. Fârûkî ailesinin Serhend’deki ve Serhend’den hicret ettikten sonraki tarihçesi, Serhend’in 18. yüzyıldaki işgalinden günümüze kadarki serüveni kısaca açıklanıyor.

Bu kısımlardan sonra Serhend kitabı, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ve pâk neslinin irşad hizmetleriyle, eserleriyle ilgili bilgiler veriyor. Son olarak hasseten ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî tecdidinden, Serhend şehrine verdiği önemden, Serhend ismiyle bütünleşmiş düsturlardan bahsediyor.